Aleviler toplumsal düzeyde ayrımcılığa tabi tutuldukları kanaatinde
T.C.Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, yeni Büyükelçilik binasında Muharrem Orucunu açma yemeği verdi.
T.C.Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, yeni Büyükelçilik binasında Muharrem Orucunu açma yemeği verdi. İftara, Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan yanında Ali Riza Uğurlu Dede, Almanya‘daki çatı kuruluşlarının başkanları, Alevi Bektaşi derneklerinin yöneticileri, dedeler ve misafirler katıldılar.
İftarda birkonuşma yapan T.C.Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, ‘’meyanda Almanya ve Avrupa genelinde, özellikle Balkanlar’daki Alevi-Bektaşi yaşantımızın, bu zenginliğimizin, Ehl-i beyt öğretisini sürdürüp yaşatmamız çok önemlidir. Bu konu üzerinde hep beraber eğilip, bölünmeden-bükülmeden çalışacağız ve birliğimizi dirliğimiz devam ettireceğiz. Artık kimse Büyükelçiliğimiz, Başkonsolosluğumuz bizleri ayırdı, dışladı , görmedi, dinlemedi, diyemeyecek, bu binalarımız artık birleşmenin yurtları, kaynaşmanın mekanları, cem olmanın merkezleri olacaktır, bu böyle bilinecek bu böyle görülecektir‘‘ dedi.
Konuşmasında alevilerin sorunlarına da değinen H. Avni Karslıoğlu şunları söyledi: ‘’ Alevi kardeşlerimizin asıl sorunları toplumsal, siyasal, kısmen ise psikolojik sorunlardır. Bunun böyle kavranması ve çözüm aranacaksa, bu alanlarda aranması gerekmektedir. Aleviler toplumsal düzeyde ayrımcılığa tabi tutuldukları kanaatindedir. Çözümleri de buralarda yatmaktadır.
İnanç farklılıklarına gelince, bu bir gerçekliktir, böyle kabul edilip ülke koşulları olgunlaşmadan Aleviler bu konularda açık tanımlar getirmeye zorlanmamalıdırlar. Şu anda toplumun gündeminde olan etnik, dini ve kültürel problemlere yönelik araştırmaların akademik çevrelerin dışındaki çeşitli ideolojik ve etnik kesimlere mensup-bazıları başka bir alanın akademik formasyonuna sahip- bilim adamı, gazeteci, siyaset bilimci, edebiyatçı, doktor, hukukçu, öğretmen vb. yazar ve aydınlarca yeterli birikim olmadan yüzeysel şekilde yapılıyor olması bu konudaki en önemli problemlerden birisidir.
Bu temel yoksunluğa bir de dini, etnik ve ideolojik köken taassupları eklenince, yapılan araştırmalar aydınlatıcı, yol gösterici ve ışık tutucu olmaktan çok, tarihsel gerçekleri saptırıcı, dolayısıyla taassubu pekiştirici oluyor.
Bu taassup ve bilgisizlik ise Yurtdışında, yani burada daha da çarpıcı bir şekilde gözümüze çarpmaktadır. Öz kültürü, öz köklerinden, öz değerlerini almayarak, Allahsız bir ideoloji ile beslenen ve zorbalıklarını dışarıdan aldıkları maddiyatla sürdürmeye çalışan bazı gafiller ise , tertemiz Hz. Ali, Hz. Hüseyin, Hünkar Hacı Bektaşi Veli’nin yolunu/ değerlerini dahi, inanmadıkları halde kullanmaktan geri durmamaktadırlar. Bunun Almanya’daki –Avrupa’daki Alevi kardeşlerimin dikkatle izlenmesini , görülmesini ve yine kendileri tarafından karar verilmesini takdirlerine bırakıyorum.’’
İftara katılanlar Almanya’da devletin en yüksek düzeyde Alevi inancına sahip çıkmasından memnun olduklarını belirterek, Alevilere ait diğer günlerde de benzer etkinliklerin yapılması gerektiğini söylediler.