HASEN tarafından düzenlenen toplantıda Hocalı Katliamı‘nın sadece Azerbaycan‘ın değil Türkiye’nin de sorunu olduğu vurgulandı.
Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) İstanbul’da 25 Şubat günü “Karabağ’da Etnik Temizlik ve Hocalı Katliamı” konulu yuvarlak masa toplantısına ev sahipliği yaptı. Toplantıda Dağlık Karabağ sorunu, 20’inci yüzyılın en büyük felaketlerinden biri olan Hocalı Katliamı, Ermenistan’ın işgal ettiğini ettiği Azerbaycan toprakları, Dağlık Karabağ’ın hukuki statüsü, uluslararası toplumun konuya bakışı ve siyasi durum tartışıldı.
Hocalı Katliamı’nın 22’inci yılı vesilesiyle düzenlenen etkinlikte, olayın siyasi ve hukuksal durumu ve Dağlık Karabağ sorununun çözümünün önündeki engeller gibi sorulara cevap arandı. Etkinliğin moderatörlüğünü HASEN Dış Politika ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Uzmanı Mesut Hakkı Caşın üstlendi.
İpek Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Çiçek ve Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mitat Çelikpala’nın konuşmacı olarak yer aldığı toplantıya akademisyenler ve basın mensupları yanında UKİD Başkanı Musa Serdar Çelebi ve UKİD Genel Müdürü Şefik Kantar da katıldılar.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Hocalı Katliamı’nın tarihsel sürecini, Dağlık Karabağ sorununu ve olayın uluslararası hukuk boyutunu değerlendirdi. Ermenistan silahlı kuvvetlerinin Rusların da yardımıyla Hocalı’ya saldırarak 600’ü aşkın sivili katlettiğini ifade eden Caşın, Hocalı Katliamı’nın bir “sivil halktan öç alma” eylemi ve Ermenilerin Azerbaycan’a yaptıkları etnik temizliğin devamı olduğunu belirtti.
İpek Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Çiçek, Dağlık Karabağ ve Hocalı Katliamı’na dair sorunların çözümü önündeki engelleri, siyasal dayanışmanın perde arkasını ve olayların tarihi arka planını anlattı. Türkiye’de henüz Azerbaycan topraklarının işgalinin boyutlarının tam olarak anlaşılamadığını belirten Çiçek, Rusların Kafkasya üzerinde yürüttüğü politikalara değindi ve yaşananları “Türklüğün Kafkasya’da var olma mücadelesi‘‘ olarak değerlendirdi.
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mitat Çelikpala ise yaptığı konuşmada uluslararası toplumun bu soruna nasıl baktığını analiz etti. Azerbaycan Parlamentosu’nun Hocalı’da yaşanan vahşeti soykırım olarak kabul etmesinin siyasi ve hukuki sonuçlar doğurduğunu anlatan Çelikpala, uluslararası toplumun yavaş yavaş hareket etmeye başladığını, konunun sık sık gündeme getirilmesinin önemli olduğunu ve uluslararası mahkemelerin de bu sürece mutlaka dahil olması gerektiğini ifade etti. Hocalı’da sivillerin organize ve sistematik bir şekilde öldürüldüğünün bilindiğini kaydeden Çelikpala sözlerine şu şekilde devam etti:
“Hocalı acımasız, kanlı bir sürecin başlangıcı. Hocalı bir insanlık suçuna ve vahşete işaret ediyor ve bunu yapanlar mutlaka bedellerini ödeyecek. Hocalı’da siviller bilinçli bir şekilde öldürüldü, bedensel zararlar verildi ve yok edildi. BM soykırım sözleşmesine de birebir uyan bir eylem. Hocalı’nın bedeli ödetilmediği sürece bu bölgede normalleşme asla olmayacak. Ermenistan’ın normalleşmesi mümkün olacaksa Hocalı’yı yapanların ve yönetenlerin bunun bedelini ödemesi gerekli.‘‘