Tezhip Sanatı
Geçmişten günümüze uzanan el yazması kitapların, Hüsn-i Hat levhaların, altın ve toprak boyalarla yapılan süslemelerine tezhip denir.
Tezhip sanatında ana motif olarak stilize edilmiş kanat ve gaga benzeri formlardan oluşan Rumi, geometrik şekiller, daha çok Selçuklular’da görülen ve birbiri üzerine eklenen eğrilerden meydana gelen münhani, stilize çiçek motifleri olan Hatai, Çin kökenli bulut, kıvrım dal da denilen Saz Yolu, yardımcı motif olarak ise tığlar kullanılmıştır.
13. y.y’da Türkiye Selçuklu ve beylikler döneminde, başkent ve önemli sanat merkezi olan Konya’da tezhip gelişmeye başladı, bu dönemde Mevlana’nın 1278 tarihli Mesnevîsi tezhiplenmiştir.
15. y.y. da Fatih Sultan Mehmet’in saltanat döneminde saray nakkaşhânesinde, Türk Tezhip üslubu oluşturulur. Bu dönem ünlü ustası saray baş nakkaşı Özbek asıllı Baba Nakkaştır.
16. y.y. klasik tezhibin doruk noktasıdır. Kanuni Sultan Süleyman döneminin saray baş müzehhibi Karamemi, bu döneme damgasını vurmuştur.
17. y.y. başlarında tezhip 16. y.y.’ın devamı gibidir. 18. y.y.’da çiçekler, desenler irileşmiştir. Ayrıca Barok ve Rokoko üsluplar devreye girmiştir.
19. y.y.’da yavaşlamış olan tezhip sanatı Ord. Prof. Dr. A. Süheyl ÜNVER’in gayretleriyle ve bu sanatı sevenleri yetiştirmesiyle günümüze ulaşmıştır.