“TİKA, Türk-Arnavut dostluğunun sembolü oldu”
Avrupa Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Duka “TİKA, Arnavutluk’un gelişimini destekleyen geniş kapsamlı faaliyetleri ile Türk-Arnavut toplumu arasındaki geleneksel dostluğun sembolü ve tarihi temellere dayalı bu dostluğun güçlendirilmesine olağanüstü katkı sağlayan bir faktör oldu” dedi.
Arnavutluk’un başkenti Tiran’daki Avrupa Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ferit Duka, “TİKA, Arnavutluk’un gelişimini destekleyen geniş kapsamlı faaliyetleri ile Türk-Arnavut toplumu arasındaki geleneksel dostluğun sembolü ve tarihi temellere dayalı bu dostluğun güçlendirilmesine olağanüstü katkı sağlayan bir faktör oldu.” dedi.
Prof. Dr. Ferit Duka, Osmanlı ve Balkan dinleri tarihi konularında çalışmaları bulunduğunu belirterek, Arnavutluk toplumunun komünizm sonrası dönemindeki dönüşümünde etkisi olan faktörlere değinerek, burada şüphesiz TİKA’nın önemli bir yer edindiğini belirtti.
TİKA’nın, Arnavutluk’ta faaliyete başladığı 31 Ocak 1996’dan beri ekonomi, eğitim ve kültür gibi hayati sektörlere olağanüstü katkı yaptığını aktaran Duka, sağlık, eğitim, tarım ve kültürel mirasın restorasyonu gibi alanlarda finanse edilen yaklaşık 400 projenin bunun göstergesi olduğunu ifade etti.
Duka, sağlık merkezleri ve hastanelerin onarımı, buralara tıbbi malzemelerin tedarik edilmesi ve laboratuvarlar kurulması gibi TİKA’nın sağlık alanındaki birçok projesinin etkileyici sonuçlar getirdiğini kaydederek, aynı şekilde idari ve sivil alt yapının gelişimi, sosyal, kültürel ve bilimsel nitelikteki kongre faaliyetlerinin desteklenmesinin de verimli ve önemine değindi.
TİKA’nın eğitim alanında da önemli projelere imza attığına dikkati çeken Duka, bu kapsamda birçok okulun onarıldığını veya yeniden inşa edildiğini, okullara araç gereç yardımları yapıldığını bildirdi.
“Restorasyon projeleri önemli”
Prof. Dr. Duka, komünizm sonrası dönemde, ülkedeki önemli sayıda kültürel miras eserlerinin sefil durumda bulunduğunu belirterek, “Bu sadece Arnavut toplumunun tarihten miras kalan kültürel zenginliklerine yönelik yetersiz ilgisi ve farklı savaşların getirdiği yıkıcı sonuçlarla bağlantılı değildi. Aynı zamanda komünist devletin dinle savaşındaki dini yapılara acımasız saldırılarıyla da bağlantılıydı.” diye konuştu.
Önemli sayıda kilise, cami ve tekkenin yıkıldığına, geriye kalanların ise depoya veya kültür merkezine dönüştürüldüğünü anlatan Duka, “Bu anıtların yıkılması ve tamamen ortadan kaldırılmasının kurtarılması komünizm sonrası Arnavutluk kurumların gündemine girdi. Ancak yetersiz mali imkanlar ve acil nitelikteki diğer öncelikler, onların bu yöndeki çalışmalarını cılız bıraktı.” değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Duka, bu koşullarda TİKA tarafından hayata geçirilen Arnavutluk’taki Osmanlı mirasına ait önemli yapıların restore edilmesine ilişkin güçlü projelerin önemli olduğuna işaret ederek, bu doğrultuda övgüye değer bir girişimin Preza Kalesi Camisi’nin restorasyon çalışması bulunduğunu anlattı.
Tiran-Akçahisar-Dıraç üçgeninde, önemli stratejik bir rolü olan kalede, Kanuni Sultan Süleyman döneminde kapsamlı onarım yapıldığını anımsatan Prof. Dr. Duka, “1528-1547 yıllarında yapılan onarım çalışmalarının yanı sıra kale duvarları içine ilginç mimari özelliklere sahip bir cami inşa edildi.” dedi.
Zamanla zarar gören caminin, TİKA tarafından yürütülen ve finanse edilen projeyle tamamen restore edildiğini vurgulayan Duka, “Bu kapsamda orijinaline sadık kalınarak yapı güçlendirilmiş, duvar ve mihrap süslemeleri yapılmış, çatısı onarılmış ve minaresi yeninden inşa edilmişti.” diye konuştu.
TİKA’nın Arnavutluk’taki diğer restorasyon projeleri
TİKA’nın bir başka restorasyon projesinin de Akçahisar’daki Murat Bey Camisi olduğunu kaydeden Duka, Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen bu caminin, Arnavut-Osmanlı mirasının önemli anıtlarından biri olarak nitelendirildiğine işaret etti.
Duka, restorasyon çalışmaları kapsamında caminin genel tadilatının yanı sıra camiye giden yolun drenajının da yapıldığını aktardı.
Görice’deki İmrahor İlyas Bey Camisi’nde de restorasyon çalışmaları yapıldığını belirten Duka, şunları söyledi:
“Bu erken dönem Osmanlı miraslarından cami, Osmanlı sarayında Mir-i Ahur derecesine ulaşmış 15. asırdaki Arnavut kişiliğiyle bağlantılı. Adı geçen cami, 15. asrın sonlarına doğru inşa edilirken, zaman içinde birkaç kez yıkılıp yeninden inşa edilmiş. Arnavutluk Kültürel Anıtlar Enstitüsü tarafından 1977-1978 yıllarındaki restorasyon çalışmaları sonrasında cami, müze olarak hizmet verdi. Daha sonra TİKA tarafından kapsamlı ve profesyonel bir biçimde yeniden restore edildi.”
Elbasan şehrindeki Nazire Camisi’nin de TİKA’nın restorasyon projeleri kapsamına dahil edildiğini bildiren Duka, 1599 yılında inşa edilen caminin eski kubbesinin yerine yenisinin inşa edildiğini, ayrıca orijinaline uygun bir şekilde yeni bir minare yapıldığını ifade etti.
Duka, TİKA’nın Arnavutluk’un gelişimini destekleyen geniş kapsamlı faaliyetleri ile Türk-Arnavut toplumu arasındaki geleneksel dostluğun sembolü ve tarihi temellere dayalı bu dostluğun güçlendirilmesine olağanüstü katkı sağlayan bir faktör olduğunu sözlerine ekledi.
(AA)